26 Haziran 2010 Cumartesi

Grup Maçlarından Sonra


Grup maçları sonuçlandı. Benim hiç sürpriz saymadığım durum oldu. İtalya ve Fransa grupları geçemediler. İtalya'nın en azından grubu geçebileceğini düşünüyordum. Onu da yapamadı. Her iki ülkede sonuncu olup gruplardan elendiler. Fransa, Domenech'le devam etmenin faturasını ödemeye devam etti. Allah'tan Blanc geldi takımın başına.

Lippi ise şanssız. Pirlo'nun yokluğu çok etkiledi İtalya'nın hücum yönünü. Öte yandan artık bitik oyunculardan oluşuyor İtalya. Yenilenmenin tam vaktidir şu an. Prandelli'yle birlikte 20-25 yaş arasındaki yeni nesil İtalyanlarla yeni bir şeyler denemeliler.

Benim sürpriz adaylarımdan Paraguay da lider olarak yoluna devam etti. Müthiş bir takım yapısına sahip olduklarından bahsetmiştim. En az çeyrek final yapacaklardır. Öte yandan Uruguay'da müthiş bir başlangıç yapıp, gol yemeden grupları tamamlayan iki takımdan biri oldular. Forlan'ın müthiş oyununu ayrı tebrik etmek gerekir. Şöyle bir bakalım diğer takımlara;

Gio'nun hücum liderliği, Blanco'nun tecrübesiyle Meksika bir üst tura geçen diğer ekip oldu. Açıkçası ilk maçlarını izledikten sonra, o savunmayı gördükten sonra pek ihtimal vermiyordum. Fakat Fransa hakikaten çok çok kötü olunca aradan sıyrılmayı başardı Meksika.

Arjantin çok güzel başladı turnuvaya. 3'de 3 yapıp gruplardan çıktılar. Açıkçası oyun olarak pek tatmin etmeseler de, Messi'yi inanılmaz kötü kullansalar da Arjantin ve Maradona isimlerinin üst tura çıkması futbolun romantizmi adına güzel bir olay. Veron'un 35 yaşında olmasına rağmen inanılmaz oynadığını da ekleyelim buraya. Hakikaten müthiş bir adam bu yahu. Bu yaştan sonra o fiziksel dayanıklılık çok çok iyi. Maradona çok iyi motive etmiş.

Güney Kore ise müthiş bir Yunanistan maçıyla başlamıştı gruplara. Harika oynayıp, o savunmayı bilen diye söylediğimiz Yunanistan savunmasını delik deşik etmişti. Gruptan çıkmaları sürpriz bana göre. Fakat hakettiler.

ABD ise London Donovan'ın Cezayir maçındaki golüyle gruplardan çıkmayı başardılar. İngiltere'nin rezalet oynadığı grupta lider olarak çıktılar üstelik. İşin açıkçası son dakikada gelen o gol olmasaydı çıkamıyorlardı. Gol geldi, lider çıktılar. Oyun olarak fena değillerdi doğrusu. Altidore'un, Bradley'nin iyi oyunlarını unutmamak gerekiyor.

İngiltere ise rezalet bir performans sergiledi ilk 2 maç. Heskey'nin dışında şöyle top oynamak isteyen yok gibiydi. Heskey ne kadar eleştirilirse eleştirilsin bana göre turnuvanın en iyi oyuncularından biri şu an için. Müthiş çalışıyor adam. Rooney hiç yok. 3 maçında en etkisiz adamlarından biri. Lampard'dan da daha iyi bir oyun beklerdim doğrusu. İngiltere'nin yıldızı Ashley Cole ve Glen Johnson gibi gözüküyor şimdilik. Harika oynadılar 3 maçta da. Özellikle Glen'in son maçta sağda Milner'la kurduğu ortaklık çok başarılıydı.

Almanya müthiş bir galibiyetle başladı gruplara. Hakikaten çok da güzel top oynadı. Mesut'un liderliğinde yeni nesil Almanlar bambaşka bir futbol oynatıyor Almanya'ya. Sonuçtan daha çok iyi oyuna dayalı bir oyun. Skibbe'nin Galatasaray'da oynatmaya çalıştığı 4-2-3-1'i düşünün. Lincoln yerine Mesut, Kewell yerine Podolski, Arda yerine Müller'i koyun. Tamam işte. Çok keyifli maçlar oynadı Almanya. Özellikle Gana maçı müthişti. Mesut'un büyük bir piyasa yaptığını söylemek lazım.

Gana ise bana göre turnuvanın en iyi oyununu oynayan takım. İnanılmaz bir tempo yapıyorlar her maç. Asamoah Gyan, Andre Ayew, Kevin Prince Boateng, Annan, K. Asamoah gibi adamlar kendilerini çoktan aştılar. Hepsi bir transfer yapabilir turnuvadan sonra. Özellikle Gyan ve Ayew'den büyük takımlara geçiş bekliyorum. Bana göre Gyan, bizim Baros için aradığımız alternatifin ta kendisi. Çok pahalı olacak bu saatten sonra tabi o ayrı.

Hollanda ise o beklediğimiz güzel oyunu vermedi bize belki fakat sonuç odaklı oynayarak bir nevi kupayı hedeflediğini gösterdi. Sneijder'in 3 maçta da ağırlığını koyduğunu görüyoruz. Zaten 3'de 3 yaptı Hollanda. Gruptan çıkacakları belliydi.

Japonya ise bana göre sürpriz yaparak gruplardan çıktı. Honda'nın müthiş hırsı ve katkısı başrol oynuyor tabi. Öte yandan Tanaka'nın savunmadaki başarısını es geçmemek lazım. Her ne kadar turnuva öncesi Drogba'ya yaptığı çok acayip müdehale yüzünden genel olarak pek sevilmediğini düşünsem de en iyi oyuncularından biriydi Japonya'nın. Öte yandan gruptan çıkamayan, bir de üstüne 3'de 0 yapan Kamerun'un iyice bir oturup düşünmesi gerekiyor. Böyle güzel bir ortasaha ve forvet hattına rağmen kaleye Suleymanou'yu koymak hakikaten acayip.

Paraguay'dan bahsetmiştik. Bu yüzden Slovakya'ya geçelim. Hakikaten çok kötü turnuvaya başladı Slovakya. Yeni Zelanda maçında teknik direktörün saçmalıklarıyla puanı bıraktılar. Fakat öyle bir son maç oynadılar ki diyecek bir şey yok. İtalya'yı 3-2 yenip hem İtalya'nın elenmesini sağladılar hem de kendileri çıktılar. Vittek'in müthiş oyununu ne kadar övsek az tabii ki. Neredeyse Slovakya'nın turnuvadaki tüm gollerini attılar. Çok çok beğendiğim bir adam olduğunu söylemiştim turnuva öncesi yazımda. Ankaragücü'nün bonservisini Dünya Kupası sonrasına bırakmadan alması hakikaten çok güzel bir hamle.

İspanya'nın oyununu bozabilecek tek takımı Brezilya olarak gördüğümü söylemiştim. Gruplar aşamasında da topu aldılar rakiplerinden ve vermediler. Yıllardır aynı oyuncular ve aynı sistemle oynamanın bir getirisi olan bu uyumu çok iyi kullanıyor Dunga. İstediği kadar kadro konusunda eleştirilebilir fakat bir sakatlık, bir ceza gibi durum olmaz ise Brezilya kupanın ilk finalistidir gözümde.

Portekiz ise bütün turnuva kötü oynayıp, Kore'ye 7 gol atarak çıktı gruplardan. İlk fırsatta eleneceklerdir. Zaten 3 maçta sadece Kore'ye gol attılar. Hakikaten acayip kötü oynuyorlar. Fildişi Sahilleri ise teknik direktörlerinin kurbanı oldu. İlk maçta rezalet oynayan Aruna'nın 90 dakika sahada kalıp tüm atakları ezmesi, müthiş oynayan Gervinho'nun oyundan çıkması vs. muhtemel bir üç puanı hanelerinden sildi. Kuzey Kore ise benim için müthiş bir takım. Oynamaya çalıştıkları oyunu, yardımlaşmayı unutmak mümkün değil. Çok hoş bir tad bıraktılar turnuvaya.

İspanya ise büyük bir sürprizle başladı turnuvaya. Mükemmel oynadıkları maçta İsviçre'ye mağlup oldular. Fakat daha sonraki 2 maçını da kazanıp tekrar yola devam ettiler. Bana göre şimdilik pek iyi oynadıklarını söyleyemeyiz. Xavi üzerinden hücum şekillendirmemeleri büyük hata. Şöyle üç maça baktığımızda Ramos'un müthiş performansını, Villa'nın özverisini alkışlayabiliriz. Çok çalışıyor bu iki adam.

Şili ise çok güzel futbol oynayarak gruplardan çıktı. İspanya maçında belki 10 kişi kalmasalar çok çok daha keyifli bir maç izleyecektik. Beausejour takımın en iyi isimlerinden biri oldu. Bana göre transfer yapabilir bu turnuvadan sonra. Acayip hızlı ve akıllı bir adam. Diğer kanattaki Alexis Sanchez ise çok iyi maçlar çıkardı.

Son olarak eşleşmeleri yazalım;

Uruguay - Güney Kore
A.B.D - Gana
Almanya - İngiltere
Arjantin - Meksika
Hollanda - Slovakya
İspanya - Portekiz
Paraguay - Japonya
Brezilya - Şili

Hiç yorum yok: