30 Mart 2010 Salı

Rijkaard'ın Türk Medyası'yla İmtihanı


Eveeet, bir ritüel daha yinelendi ve bugün çok sevdiğimiz Gökmen Özdemir ve ona benzeyen bir takım adamlar, her sene olduğu gibi, takım Rijkaard'ı istemiyor, arada sorun var, 5 futbolcuyla yapılan görüşmelerden derlenmiştir tadında haberler yapmaya başladılar.

Birincisi Adnan Polat seçimden önceki gün çıkıp, şampiyon olsak da olmasak da Rijkaard ile devam edeceğimizi ve hatta Nisan ayı içerisinde yeni bir sözleşme için konuşacaklarını söylemişti. Şuan ki puan durumundan kimse memnun değil fakat Galatasaray'ın bir sistem takımı olmak istiyorsa sabretmek zorunda. Bu öyle her sene 5 oyuncu alalım, her sene teknik direktör değiştirelim, her sene x yapalımla, yani her sene yeniden başlamakla olmaz.

Rijkaard buraya bir şey başarmak için geldi. Kazandığı parayı Milan da verir, Chelsea de. Hatta daha fazlasını bile kazanır. Rijkaard'ın amacı bir şeyler başarmak. Fenerbahçe'yle olan maçı izlemek için Van Basten'i çağırıyorsa bu işe ne kadar değer verdiğini anlamak gerekir. Basın saçmalamaya başladı her zaman ki gibi. Gerets şampiyon oldu; futbolcular Gerets'i çok seviyor, Gerets takımı 3. yaptı; futbolcuları yönetemedi haberleri çıktı. Skibbe Galatasaray'ı uçurdu, Avrupa'da şov yaptı; Futbolcular çok memnun, Skibbe'nin takımı düşüşe geçti; Futbolcular isyanda. Her sene, her teknik direktörle aynı haberler. İsimler değişip duruyor. Geçin kardeşim şu aptal haberleri.

Takmışsınız bu takım 4-3-3 oynamaz. Ulan Belediyespor bile 4-3-3 oynuyor, bu takım niye oynamasın? Bu takım da oynar. Bu takım 1-8-1, 10-0-0, 0-0-10 bile oynar. Önemli olan diziliş değil çünkü. Rijkaard'ı kıçıyla dinleyenler, Rijkaard'ın geldiğinden beri bas bas "Diziliş değil, felsefe önemli." dediğini duymazlar tabi. Rijkaard 4-4-2'ye dönse, takım düzgün mü oynayacak bir anda? Makine gibi mi işleyecek? Avrupa'da niye başarılı olamıyoruz diye götünü yırtan medya düşünsün bakalım yüzde kaç payları var bu durumda?

Fatih Terim'i yediniz, Kalli'yi yediniz, Del Bosque'yi yediniz, Aragones'i yediniz... Doymadınız mı abi? Doymadınız mı yahu? Bu nasıl açlıktır? Hayatında pivot santrafora uzun oyna, onun indirdiği toplarla gol ara yönteminden başka bir oyunla hücum futbolu, defans futbolu izlememiş, bilmemiş adamlar hesap soruyor Rijkaard'a ve yukarıda ismini saydığım bir çok adama. Siz kimsiniz? Sizin çapınız nedir ki futbolu bildiğinizi iddia ediyorsunuz?

Mesela Hıncal Uluç. Geçenlerde çıkmış "Ben 5 Dünya Kupası izledim. Benle dalga geçemezler. Rijkaard futbolu bilmiyor, ben biliyorum." diyor. Yahu 55 tane Dünya Kupası izlesen n'olur? Hayatında sistem nedir, savunma nedir ilgilenmemişsin, sadece izlemişsin, gelmiş o Barça'yı bende şampiyon yapardım diyorsun. E hadi yap. Yok gerçekte de değil. Football Manager oyununda yapsana. Orada bile sırf transferle şampiyon olamıyorsun yahu. Sabır gerekiyor, sistemine bağlılık gerekiyor, oyuncuların uyumu gerekiyor ki sosyal hayat çok az işlenmiştir o oyunda. Yani bir adamın gece geç uyuduğu için veya hiç uyuyamadığı kötü oynaması gibi sebepler yoktur. Formda veya formsuzdur. Bu kadar detayların önemli olduğu bir konuda nasıl olur da o takımı ben de şampiyon yapardım şeklinde eleştirirsiniz?

Frank Rijkaard eleştirilmez bir adam değildir. Son maçta yaptığı Arda değişikliği için bile eleştirilebilir. Sorun eleştirmek ile bok atmak arasındaki farkı anlayamamaktır. Hakan Ünsal gibi futbol zekası yerlerde olan bir adam bile çıkar mesela "Arda değişikliği yanlıştı." der. Evet haklıdır. Ama ardından "Bu değişiklik Rijkaard'ın acizliğini gösterir." derse sana bir hassiktir çeker o TV'yi izleyenler kulağındaki çınlamayı şarkı sanırsın. Aciz kim bellidir halbuki o sırada. Sen Çaykur Rizespor'da bile yedek kalırken, Rijkaard CL kupasını kaldırıyordur.

Frank Rijkaard'a süre ve sabır tanınmak zorundadır. Çünkü artık iş çığırından çıkıyor. Her sene teknik direktör değişimi, her sene 5-6 yeni yabancı, her sene yeni sistem, yeni antrenman metodları vs. vs. Nereye kadar yahu? Bu ülkeye sabır, istikrar gibi kavramlar ne zaman gelecek? Ne zaman bir takımın bir sistemi olacak. Ne zaman x iyi kapanıyor, sert takım lafından kurtulup; bir maçta 500'e yakın pas yapıyor, kanatlarını müthiş kullanıyorlar gibi laflar duyacak bu kulaklar? Ne zaman defans özürlüsü olup, sürekli tekme tokat dalan takımlarımıza iyi defans yapıyor demekten kurtulacağız?

Başarılı olmak sadece skor değildir. İstediğin kadar başarılı ol, kendini yere atarsan, rakibine tekme atarsan, topu götünle kontrol edip dalga geçtiğini sanırsan başarılı değilsindir. Tarih belki seni yazar. Fakat kayıtlara bakmayan kimse seni hatırlamaz.

İşte kayıtlara bakmadan hatırlanacak takımlar için sabır şarttır. Rijkaard bu sabrı hakeden adamlardan biridir. Skibbe de, Aragones de, Del Bosque de öyleydi. Yönetimimiz umarım bu gazı almaz ve inatla takımının, hocasının arkasında durur...

Yoksa bu kısır döngü sürer, gider.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

RVp
İyi hoş diyorsun (özellikle türk basını hakkında) ama rijkaard geldiğinden beri gelişim yok.Hani takım sne başında böyle oynasa,sonradan değişse anlıcam.Bİr de rijkaard barca geyiği de bıktırdı adamı.Orda ronaldinho coşuyordu insanlar total futbol zannediyor.Ronaldinho ne zmn göbek yaptı,barca düşüşe geçti.Bir hatırla beni anlıcaksın.

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Barça, Ronaldinho göbek yapınca düşüşe geçmedi, takımı Ronaldinho, Eto'o, Deco ve Guily gibi oyuncular karıştırınca, birbirleriyle kavgalı olunca düşüşe geçti. Hatırlıyorum gayet o günleri.

Bugünkü Barça'nın temelini atan adamın Rijkaard olduğunu Guardiola, Laporta diyor. Messi isminin geçtiği yerde övüyor.

Kusura bakma ama tamamen katılmadığım bir yorum olmuş.