19 Mart 2010 Cuma

Hepinize Teşekkürler: Kasımpaşa 2 - 2 Beşiktaş


Müthiş bir maç oldu. Hemen bunu yazmam lazım. İnanılmaz keyifliydi. Özellikle bütün maç harika oynayan Kasımpaşa'yı, daha sonra 62 ile 80 arası müthiş oynayan Kasımpaşa'yı durdurup, öne geçen Beşiktaş'ı kutlamak istiyorum. Gerçekten müthişti.

Maçın başında Beşiktaş son haftalardaki oyununa, yani 6-7 savunmalı oyun anlayışına devam etti. Kasımpaşa daha çok pas yapan, stoperlerini öne çıkaran, yeteneği kısıtlı olsa da felsefe olarak çok çok az Turkcell Super Lig ekibi gibi modern bir anlayışa sahip olan oyuna sahip. Oyunu sağ ve sola doğru en geniş şekilde kullandı. Bayıldım bütün maç Yılmaz Vural'ın ekibine. Saygı duydum.

İlk yarı Beşiktaş, Bursaspor'un yaptığı gibi ön alan baskısı uyguladı Kasımpaşaspor'un stoperlerine. Kasımpaşaspor çok iyi pas yapsa da Emre Toraman ile savunma arasında çok büyük yetenek farkı var. Yani Koray ile Merthan, Emre'den çok çok daha teknik oyuncular. Emre'yle bağlantı kuramıyorlar. Bu yüzden oraya yapılan bir baskıyla, çok top kaybı yapıyorlar. Bu ön alan baskısıyla top kaybeden diğer takım Galatasaray. Kasımpaşaspor'un bu zaafını şöyle kullanabilirdi bana göre Mustafa Denizli. Sağbeke İbrahim Kaş'ı alır, Yusuf'un yerine sola Ekrem'i atar ve daha fazla top kapabilirdi. Fakat Yusuf'un hazırladığı, Holosko'nun kaçırdığı bir pozisyon var ilk yarı. Yani bir şekilde Mustafa Denizli'de yararlandı Yusuf'tan.

İlk yarı Beşiktaş'ın ön alan baskısıyla bulduğu ve Holosko'nun kaçırdığı iki pozisyonu, Kasımpaşa'nın ise topa hakim olup, özellikle Keller ve Yekta ile sağdan etkili bindirmeleri vardı. İkinci yarıya kıyasla ilk yarı çok kısırdı. 1 ay sonra sahalara dönen Moritz ise çok etkisizdi zaten ilk yarının bitimiyle oyundan çıktı. Yerine Sancak girdi.

İkinci yarı ise müthiş bir Kasımpaşa izlemeye başladık yine. Gol geleceği belliydi. Yekta'nın müthiş ortası, Gökhan'ın çok iyi topu kontrol etmesi ve vuruşuyla 1-0 öne geçti Kasımpaşa. Bundan sonra bir 5-6 dakika çok iyi kontralar bulmaya başladı ama ikinci yarıyla beraber çok kötü oynamaya başlayan Cenk'in absürd top kayıpları, Emre Toraman'ın zaten maç başından beri veremediği paslarıyla bu ataklar olmadan bitti. Derken Murat'ın pasıyla soldan müthiş bindiren, Ferrari'nin de ofsaytı bozmasıyla defansın arkasına sarkan Yekta bomboş golü kaçırdı. Zaten bu ataktan sonra Beşiktaş sağdan, soldan, göbekten müthiş gelmeye başladı. Tabata oyuna girdiği gibi iyi bir verkaç yaptı, daha sonra Tello'ya çok iyi bir top attı ve Tello'da çok iyi yere vurup 1-1 yaptı.

Bu gol gelmeden Yılmaz Vural 2 değişiklik yapsa oyunu değiştirebilirdi. Rezalet oynayan Cenk ile Emre'yi çıkarıp, 1-2'den sonra yaptığı değişiklikleri yapsa yani Şahin ile Barış'ı alsa gol bile yemezdi ve farkı arttırırdı. Fakat Yılmaz Vural'ın en büyük eksikliklerinden biri zaten bu işleri pek iyi yapamaması. Daha sonra Beşiktaş 2-1 öne geçti ve o müthiş oyununu durdurdu. Neden Denizli takımı geriye çekti tekrar bilmiyorum. Sivok'un sakatlanmasından sonra zaten iyice dengesizleşen defansına güvenmemeliydi bana göre. Sonra Kasımpaşa tekrar oyununu oynamaya başladı. Çok geçmeden Yekta içeri çok güzel bir pas verdi, Şahin müthiş bir vücut çalımı attı ki İbrahim Kaş'ın rezalet savunması da buna yardım etti ve maç 2-2 oldu. Öyle de bitti.

Hakikaten çok çok iyi maçtı ve izlememek büyük kayıp gerçekten. Kasımpaşaspor'a ayrı bir yazı yazacağım. Fakat 2 transfer ve zemini düzelttikleri vakit Avrupa Kupaları'na oynayacakları aşikar. Gökhan veya Cenk'in yerine bir sağ forvet, bir top yapabilen ön liberoyla takım tamamen değişir. Çok iyi bekleri, Yekta ve Moritz gibi özel oyuncular, bunun yanında Murat gibi bu sene müthiş kendini geliştiren bir iç oyuncuları var. Son olarak bu sezon ki performansıyla Yılmaz Vural'a çok daha saygı duymaya başladığımı söylemeliyim. Tebrikler. Müthiş bir takım yaratmış.

Bu arada dün Kasımpaşaspor'a haddini bilerek oynasın, Anadolu takımı gibi oynasın diyen Sergen haddini bilir umarım bundan sonra.

Hiç yorum yok: