25 Nisan 2010 Pazar

Galatasaray 0 - 0 Bursaspor


Maç katiline(!) rağmen güzel... Pardon değiştiriyorum mükemmel bir maç izledik. Tempo, gol pozisyonu, pas, organizasyon vs. vs. ne istenirse bir futbol maçından bunları izledik. Fakat TSL'in maç katillerinden biri olan Bünyamin Gezer maçın içine etti.

Sertliğin olmadığı, iki takım içinde galibiyet gerekmesine rağmen sahanın neredeyse hiç kızışmadığı, sadece futbol oynamayı düşündüğü şu maçta ön plana çıkmak hakikaten bir başarıdır. Herhangi bir hakem böyle maçta ortaya bile çıkmaz yahu. Göremezsin bile. Ama Bünyamin gözükür. İsmi yeter onun.

Maça dönersek hem Galatasaray hem de Bursaspor kendi oyunlarını oynadılar. Galatasaray son 2 maçtır oynadığı müthiş oyunu tekrarladı. Bursaspor ise o bildiğimiz kanatlara ve hızlı hücumlara dayalı oyununu kullandı. Hakikaten çok çok keyifli bir maçtı.

Galatasaray, Volkan ve Sercan tehlikesine rağmen Neill ve Hakan Balta'nın çok iyi uyumuna güvenerek savunmasını ileri çıkardı ve bol bol pas yaptı. Arda'nın, Mehmet Topal'ın, özellikle Keita ve Baros'un ekstra performansları da bu oyuna eklenince hakikaten müthiş organizasyonlar yaptı Galatasaray. Oyunu taç çizgilerine kadar genişletti, hücuma ekstra adamlar soktu. Yani ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı.

Bursaspor ise bana göre Ozan yerine Turgay ile başlasaydı çok çok daha etkili olabilirdi. Bunun haricinde Ertuğrul Sağlam'ın herhangi bir hatası olmadı 85'e kadar. Yine bildiğimiz oyununu oynattı. Ve sonuç da alabilirdi. Sercan'ın son hamlelerdeki o bir türlü bitmeyen eksikliği sebebiyle çok pozisyon harcadı. Keita'yı, Baros'u durduramadı fakat gol yemeyerek savunmasını da sonuçta başarılı sayılacak bir performans sergiletti takımına.

Maçın hemen başında Keita - Gio - Baros üçlüsüyle bir organizasyon yaptı Galatasaray. Gio'nun bir saniyelik gecikmesi sebebiyle pozisyonu düzgün kullanamadı. Bu da klasikleşmeye başladı. Hemen maçın başında pozisyonu buluyor Galatasaray. Neredeyse bir çok maçta böyle pozisyonları harcıyoruz. Manisaspor maçında da farkı kaçırmıştı Galatasaray. Bu maçta da birçok beceriksizliği ve şanssızlığı yaşadı.

Bursaspor daha sonra top kayıpları aramaya başladı. Özellikle Ivankov'da kalan tüm topları Ivankov müthiş başlattı. Volkan Şen üzerinden bir çok atağı başlattı takımı adına. Bursaspor'un hazırlık pasları yapmadan direkt olarak kanatlardan atağı başlattığı oyun sistemi, Galatasaray'ın oynamak istediği oyunla birleşince müthiş maçlar çıkabilir ortaya. Hakikaten böylesine iyi kontra adamlarıyla, Galatasaray'ın oyunu rakip yarısahaya hapsederek oynama düşüncesi birleşince ligin genel kalitesinin kat be kat üzerine çıkan bir maç izledik. Yani bu kadar güzel bir maç için konuşulacak pek bir şey kalmıyor sanırım.

Savunmayı Galatasaray'dan daha fazla düşünen Bursaspor'un bir çok pozisyon vermesi Bursaspor adına düşünülmesi gereken bir durum bana göre. Galatasaray'ın bu oyun sisteminde pozisyon vermesi, bireysel hatalar dışında normaldir. Bursaspor'un bu kadar gömülü oynayan defansına rağmen 5-6 gollük pozisyon vermesi stoperlerden çok bana göre önliberoların hatasıdır. Zira Galatasaray'ın pas organizasyonunu ikinci yarıdaki 10 dakika dışında hiç bozamadılar. Alan savunmasını pek beceremediler. Seneye muhtemelen CL'ye kalacakları için 2 ön libero almak Bursaspor'un bütün zaaflarını neredeyse ortadan kaldırır.

Galatasaray'ın maç içindeki eksikliklerinden devam edersek Caner, Elano ve Gio'nun pek etkili olmadığını söyleyebiliriz. Özellikle Elano yapmaması gereken çok pas hatası yaptı. İkinci yarı Keita'ya müthiş bir pas çıkarsa da maç genelinde olması gerekenden çok daha kötüydü ofans anlamında. Savunmasına laf söylemiyorum pek. Fakat ofans olarak çok ama çok pasif kalıyor. Gio ise bu maç biraz savruktu. Bir çok atağımızda vardı fakat etkili olamadı, topu kontrol edemedi vs. Caner ise müthiş tercih hataları yapmaya devam ediyor.

Galatasaray'ın maç içindeki doğrularına baktığımızda; Mesela duran toplarda Bursaspor'un tüm etkinliğini sildi Galatasaray. Bunun ötesinde topu çok iyi kullandı, kanatları müthiş kullandı, Arda'nın pas futboluna daha fazla uyumlu gözükmesi, Neill'in pas organizasyonuna yaptığı müthiş katkısı sayılabilir burada.

Bu sonuçla birlikte Galatasaray UEFA'ya kaldı. Artık 2 takımda tüm maçlarını kaybetmeyeceğine göre CL şansı tamamen geçti. Baros'un sakatlığı, Rijkaard'ın zorunlu da olsa sistem değişikliği, hakemler vs. vs. Bir sürü bahane sayılabilir. Fakat yeniden sisteme dönerek sert takımlara bile karşı başarılı olabileceğimizi ispatladık. Seneye her şey çok farklı olacaktır. Eminim.

Son olarak hakeme teşekkür etmek lazım. Şu güzelim maçı katletmek hakikaten başarıdır. Bunu başardı.

Tebrikler.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

"Tempo, gol pozisyonu, pas, organizasyon vs. vs. ne istenirse bir futbol maçından bunları izledik."

yukarıdaki cümledeki organizasyon haricindekilere katılmamak elde değil; ama siz hangi organizasyondan bahsediyorsunuz? "topu alanın gitmesi"ni ve "bilinçsizce hücüm etmeyi" organizasyon olarak mı görüyorsunuz yoksa?

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Eğer bir takım sezon boyunca aynı atakları yapabiliyorsa bu organizasyondur.

Bursaspor'un sürekli kanatlardan, çok hızlı bir şekilde ataklar yaratması. Galatasaray'ın sağdan sola oyunu taç çizgilerine kadar yayması, uzak direk ortaları, kanatların çizgiye inip yaptığı ortalar vs. organizasyondur.

Organizasyon Elano'nun attığı ara pasında 2 kişini ön direğe doğru hareketlenip Keita'nın koşu yolunu açmasıdır vs. vs.

Benim anlayışım budur. Sizin ki farklı olabilir. Anlarım.