18 Nisan 2010 Pazar

Fenerbahçe 1 - 0 Beşiktaş


Beşiktaş'ın 11'ine bakıp heh işte Mustafa Denizli böyle takım çıkarırsa olacağı bu diyemeyiz. Fakat Mustafa Denizli'nin maç içi hatalarını değiştirmez. Daum müthiş yönetti takımı, onun sayesinde bu maç böyle oldu da diyemeyiz.

Maçın hemen başında gol olunca Mustafa Denizli'nin tüm planı çöktü zaten. Bu gol ise Daum'un çok çok işine geldi. Zaten savunmasını geri çeken, önlerine Selçuk ile Emre'yi koyup çok güzel bir şekilde gömülen Fenerbahçe'nin bu skor iyice işine geldi. Çünkü Beşiktaş bu ilk 11'le pozisyon bulamazdı. Bir pozisyon dışında da bulamadı zaten. Bunun tersine, böyle bir savunma bloğuyla çıkan Beşiktaş'ın savunmasını sürekli deldi Fenerbahçe.

Bu blogda çok yazdık. Güiza atar, atamaz bu takımın santraforudur. Oynadığı sürece Fenerbahçe pozisyona girer. Pozisyona girmemesi süpriz olur hatta. Bugün de gördük. Güiza sürekli hareket halinde olduğu için bir çok boşluk yarattı ve içeri kateden Özer, Alex sürekli defansın arkasına sarktı.

Öte yandan Mehmet Topuz ile Gökhan Gönül, çift bekli Beşiktaş sol kanadı dağıttılar. Pas yapamayan, tek pozisyon yaratabilecek oyuncusu sağ kanada hapsolan bir takımın en azından iyi savunma yapmasını bekleyebiliriz. Fakat bu kadar az gol yiyen bir takımın böyle boşluklar vermesi ilginç doğrusu.

Fenerbahçe golü bulduktan sonra tempoyu düşürdü, kontra aradı, topu çevirdi. Beşiktaş'a topu vermedi bile neredeyse. Fink, Ernst gibi iki önliberoya bir de İbrahim Toraman'ın eklenmesi Beşiktaş'ın takım dengesini çok bozdu bana göre. Hücum ile forvet bağlantısı zaten kıl payı bağlı olan takım bu 3'lüyle çıkınca, üstüne Selçuk ve Emre o bağlantıyı tamamen kopartınca Beşiktaş çok çaresiz gözüktü sahada.

Bana göre golden hemen sonra bile oyuncu değiştirmesi lazımdı Denizli. Çünkü bariz bir şekilde en azından 60 dakikayı gol yemeden geçmek için çıkartılmış bir kadroydu bu. Hücum planı bile yoktu. Böyle bir ilk 11'in değil yediği gol çıkarması pozisyon bile çıkarmasının mucize olduğunu anlaması gerekirdi.

İkinci yarı kendi adıma Fink'in yerine Holosko veya İsmail Köybaşı yerine Serdar Özkan alınsaydı, zaten iyi olmayan Fenerbahçe kanat savunmasını yıpratabilirdi. Ama bana göre çok çok alakasız ve gereksiz bir değişiklik yaptı Denizli. İbrahim Kaş çıktı, Uğur İnceman girdi. Bu kadar gereksiz bir değişikliği hem kazanmak zorunda olduğun, hem de mağlup durumda götürdüğün bir maçta yaparsan puan alamazsın. Belliydi bu. İkinci yarı başında yine Fenerbahçe oyuna başladı. Fakat yavaş yavaş geri düşmeye, topu Beşiktaş'a vermeye başladı. Kısaca yavaş yavaş yoruldu Fenerbahçe. Fenerbahçe çok baskı yedi, fakat pozisyon vermedi.

Özer Hurmacı ve Emre Belözoğlu oyundan düşünce pas yapamadı Fenerbahçe. Beşiktaş ise böylesine düşen bir ortasahanın tam isteyeceği gibi oynadı. Derken Beşiktaş'ın ilk pozisyonu oldu. Ondan da penaltı çıkardı Beşiktaş. "Mustafa Denizli Şansı" devreye girebilirdi aslında. Penaltı gol olsaydı, zaten oyundan yavaş yavaş düşen Fenerbahçe, golün coşkusuyla daha agresif oynaması muhtemel olan Beşiktaş'a maçı verebilirdi.

Fakat penaltıyı değerlendiremedi Bobo. Bilica'nın penaltı noktasını eşelemesi ki doğru tabir bu sanırım, çok eleştirilecektir. Fakat ben o hareketin değil, Bobo'nun hakikaten rezil bir penaltı kullanmasına bağlıyorum kaçan penaltıyı. Yani kullanacağı köşeye o kadar baktı ki Volkan'ın kurtarmaması hakikaten garip olurdu. En azından havadan atsaydı o şutu gol atabilirdi fakat hem cılız, hem köşeyi bu denli belli eden bir penaltı kullanınca Beşiktaş'ın ayağına gelen tek fırsat kayboldu.

Bu dakikadan sonra Fenerbahçe'nin rahatlayacağını düşünüyordum fakat çok savruk oynamaya başladı. Defanstan sürekli top şişirildi, Selçuk ile Emre iyice defansa gömüldü ve Beşiktaş'a yeniden toparlanabilme fırsatı verildi. Fakat Mustafa Denizli bu maç hakikaten uyuduğu için bu fırsatı da değerlenemedi. Üstüne üstlük bu Fenerbahçe'nin 1-2 pozisyon da bulduğunu unutmamak gerekiyor.

Bana göre bugün maçı Mustafa Denizli yapamadığı değişikliklerle Fenerbahçe'ye vermiştir. Fenerbahçe'nin oyununu küçümsemiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Sadece ikinci yarı yapılabilecek 1-2 değişiklikle maçı çevirebilme ihtimali varken bu hamleleri maç artık geçip gittikten sonra ki Holosko 85'te oyuna girdi, yapması Fenerbahçe'nin sarsılıp yıkılmamasının en büyük sebebidir.

Fenerbahçe böylece şampiyonluk yolunda bir adım daha atmış oldu. Haftaya Galatasaraylı olacaklardır sanırım. Beşiktaş ise bundan sonra 3 takımın da aynı anda puan kaybetmesiyle belki Şampiyonlar Ligi'ne kalma umudunu sürdürebilir.

Hiç yorum yok: