4 Nisan 2010 Pazar

Fenerbahçe 2 - 0 Kayserispor


Açıköğretim sınavları, erken kalkma gibi durumlar sebebiyle uyukladığımdan ilk 35 dakikasını seyredemedim maçın. Bunu belirteyim. Eğer bir yanlışım olursa maruz görünüz bu sebeple.

Golden sonra maçı izlemeye başladığımda, ilk yarının sonuna kadar Fenerbahçe'nin müthiş presi, hızlı hücuma çıkma çabaları vardı. Kayserispor'un ise 2 pas bile yapamayan ortasaha ikilisi Shawky ve Saidoo. Bir de presi yediği gibi bozulan Abdullah üçlüsü silinmişti zaten.

Fenerbahçe bu maç 2 gol attı ama bana göre daha fazla atmalıydı. Çünkü en azından şu maç için hakikaten, Kayserispor'a göre bir sistemle çıkmışlar ve takır takır işlettiler bu sistemi. Kayserispor nasıl oynar?

Kayserispor'un pas yapma derdi yoktur. Savunma topu uzun atar, Makakula'nın inanılmaz boy ve kuvvet avantajıyla bu toplar iner, Cangele bu topları değerlendirmeye çalışır veya Mehmet Eren kanat oyunları yapar, topu içeri doldurur, Makakula gol atmaya çalışır. Sistem Makakula üzerine kurulu. Makakula ise bana göre pek akıllı bir futbolcu değil. Yani mesela Lugano bugün adım attırmadı. Neden? Çünkü Lugano işi bilen bir adam. Makakula'nın ne yapmak istediğini çoktan düşünüp ona göre hamle yapınca Makakula etkili olamadı. Zaten Galatasaray maçında da hiçbir şey yapamamıştı Makakula, Neill karşısında. Fenerbahçe işte bu oyunların üzerine kurdu sistemi. Bana göre 2 doğru, 1 yanlış ama sonucu doğru biten 3 hamleyle maçı çok rahat aldı 3 puanı.

Birincisi ön alan baskısı;

Kayserispor stoperleri topu sürekli Makakula'ya şişirdiğini iyi çalışmış Daum. Emre'nin de düzelmesiyle müthiş bir baskı yaptılar stoperlere ve rahat top çıkarmasını engellediler. Böylece Makakula'ya o toplar atılamadığı gibi, atılan saçma sapan uzun topları Fenerbahçe hemen toplayıp iyi hücumlar yapmaya başladı.

İkincisi kanat savunması;

Kayserispor'un ikinci silahı olan kanat ataklarını da Andre Santos, Özer, Mehmet ve Gökhan Gönül çok iyi savundular. Neredeyse hiç kanattan gelip içeri orta yapamadı Kayserispor. Makakula'nın etkili olabileceği tek durum, duran toplar kaldı böylece. Haliyle moral olarak da çöktü maç içerisinde. Hem Lugano'nun müthiş oyunu, hem de bu faktörler sildi sahadan ligin muhtemel gol kralını.

Bana göre yanlış, sonucu ise değiştirmeyen karar ise savunmayı geriye kurmak. Bildiğiniz gibi Bilica'nın yaptığı bireysel şovlar sonunda Daum haklı olarak savunmayı geriye çekmişti. Bu maç ise bana göre gol pozisyonu riski taşıyordu bu karar. Çünkü Makakula aralara koşu yapabilen biri değil. Savunma ne kadar derin olursa, onun için o kadar iyi. Kaleye yaklaşma şansı doğuyor böylece. Fakat ilk iki madde, bu durumun dezavantajlarını sildi. Bu yüzden Daum başarılı bir sınav vermiş oldu.

Maçın ikinci yarısı Fenerbahçe'nin Lugano'yla klasik bir duran top golü var. Alex penaltıya güzel kesti, bana göre maçın en iyi adamı Lugano da çok güzel vurdu topa. İşi bitirdi. Zaten Kayserispor'un oyun oynama durumu yoktu. Moral olarak da dibe vurdular ve Fenerbahçe iyi paslaşan bir takımın çok yıpratacağı dengesiz bir ön alan baskısı yapmaya başladı. İlk yarının o 10 dakikalık bölümündeki kadar etkili değildi bu pres. Çünkü o 10 dakikada hiç kademe hatası yoktu. Bunda ise mesela x adama basarken, y doğabilecek boşluğu kapatmadı. Fakat Kayserispor'un topu alıp gidebilecek tek adamı Cangele kenarda olunca ve Kayserispor'un pas gibi bir alışkanlığı olmayınca bu takımı ikiye bölen baskı Fenerbahçe'ye farkı arttırma fırsatları sağladı. Özellikle Gökhan Gönül ve Emre'nin ikinci yarıda kaç tane top kaptığını sayamadım bile. Fakat dediğim gibi bana göre dengesiz bir baskıydı. Belki de Kayserispor'un bu zaafları düşünüldüğü için böyle bir işe girişildi. Bilemiyorum tam.

Tolunay Kafkas ayrılacağını açıklamış. Zaten takımına en az pis oyunla, en iyi savunmayı yapmayı öğretmekten başka bir şey yapmamıştı. Yani ben kaç senedir Kayserispor'un doğru düzgün gol attığını hatırlamıyorum. Hep çok az yediler fakat hiç normal sayıda bile atamadılar. Bu sene Makakula attı baya. Fakat tek bir adam attı yine. Skorer birini bulunca bir yere kadar götürüyor sizi. Fakat takım gol atmayınca duruyorsunuz. Ne ileri, ne geri gidiyorsunuz. Bir de üstüne bu kadar iyi bir maddi duruma rağmen doğru adamlar değil de hala gurbetçileri alıp deneme yapmak ne kadar düzgün bilemiyorum. Ankaragücü'nün yaptığı transferleri yapması gerekirdi Kayserispor'un. Ortasıra ekibi olmaktan başka bir şey yapamazlar bu kadro ile. Sanırım Tolunay Kafkas'ın ayrılma sebeplerinden biri de bu kısır döngü. Hak veriyorum gitmesine fakat ekstra bir şeyler yapmak için uğraşmadı dediğim gibi. Bir Yılmaz Vural olamadı kısaca.

Maçın futbol kısmıyla ilgili son olarak Emre Belözoğlu'nu kutlamak gerekiyor. Bu sene inanılmaz yararlı oynuyor. Çok agresif, sürekli kart görmesi gereken hareketler yapsa da kendini oyuna verince hakikaten çok etkili. Fenerbahçe O oynayınca çok daha rahat savunma ile hücum arasını bağlıyor birbirine. Müthiş bir pasördü zaten her zaman için. Şimdi iyi bir savunma oyuncusu da olmuş. Fakat işte şansı hakemlerin gayet anlayışlı davranması. Yoksa çoğu maçı tamamlaması bana göre şaşırılması gereken bir olay. Bu agresifliğini kontrol etmesi gerekiyor. Bugün çıkmayan kart, yarın çıkabilir ve takımını eksik bırakabilir çünkü.

Hakemin yine rezalet olduğunu belirtelim bu arada. Kadıköy'ün atmosferinden etkilenmesi vs. sorun değil. Sorun 2-0'dan önce verdiği kararlarla, 2-0'dan sonra verdiği kararlar arasında fark olması. Yani 2-0'a kadar zor faul çalıp, 2-0'dan sonra Kayserispor'a faul çalmak eyyamdır. İlk gol ofsayt zaten. Bir de penaltı pozisyonu varmış Fenerbahçe'nin. Onu göremedim. Eğer o da yanlış bir kararsa iki takımında canını yakmış oluyor Yunus Yıldırım.

Pek keyifli olmayan, Fenerbahçe'nin farkı açamadığı bir maç oldu. Çok doğru bir oyunla galip geldi Fenerbahçe.

Ayrıca Fenerbahçe'nin kadın voleybol takımı, Fenerbahçe Acıbadem, Final Four finalini 3-2 kaybetmiş. Setlerde 2-0'dan durumu 2-2'ye getirmişti Fenerbahçe. Buraya getirip buradan kaybetmek daha üzücüdür sanırım. Fakat hem ligde, hem de Avrupa'da böylesine iyi oynadıkları için tebriği hakediyorlar.

Sağlık olsun. Tebrikler.

Hiç yorum yok: