6 Nisan 2010 Salı

Barış Özbek


Geldiğinden beri en çok tartışılan oyuncumuz sanırım Barış Özbek. Kendimce bir değerlendirme yapayım istedim;

Bildiğiniz gibi Barış RW Essen'den geldiğinde çok umutluyduk. Zira fiziksel özellikleri mükemmel bir adam Barış Özbek. Dayanıklı, hızlı, çevik, çok iyi zıplar vs. vs. Fakat teknik eksiklikleri vardır. Ama sistem bilen bir adam olduğu için Barış çok sırıtmaz.

He bizim çok müthiş taraftarımız her oynadığı maç sonunda "Barış gitsin yææ"cılık oynamayı çok sevdiği için hakikaten underrated kalmış bir adamdır Barış. Yanlış anlaşılmasın Barış'ı gönderilmez bir isim olarak görmüyorum. Fakat hakkının verilmesinden yanayım. Barış Galatasaray'ın şu an için hem savunma, hem hücum oyununu yeterince oynayabilen tek iç oyuncusudur.

İnkar etmenin manası yok. Zaten neden gönderilsin denildiğini de bir türlü anlamıyorum. Elimizde Hamit, Nuri, Emre, Gökhan İnler gibi adamlar varmış gibi Barış top süremiyor diyen adamları da hiç anlayamadığımı söyleyeyim. Eğer Galatasaray bu 4 isimden birini alabilirse. O zaman bile yollanmasına gerek yok Barış'ın bak düşün. 3'ünü alırsa yollanabilir. Zira o zaman yedeklenmiş de olur içler. Şu Barış'ın hücuma ve defansa kattıklarını görmemek için ön yargılı olmak gerekir sadece.

Adam her maç pozisyona giriyor. Skora katkı yapıyor, savunma desen zaten gayet yerinde oynuyor. Evet tekniği az. Topla iyi değil. Ama sistem bilen bir adam. İç oyuncusunun sürekli hücuma çıkma gerekliliğini biliyor. Pres yaparken kör şekilde gitmiyor. Takım o an nasıl konumlanmışsa ona uygun baskı yapıyor. Bek ileri çıktığında kademesine giriyor. Böyle bir adam Barış. Evet pas atamıyor, evet top süremiyor. Ama takımda kaç ortasaha oyuncusu top sürüyor? Kaçı doğru düzgün pas atıyor da Barış sorun oluyor?

Dün yaptığı harekete gelince;

Maç başından beri ona buna tekme atan, Mehmet Topal'a dirsek atan, her hareketi faul olan Sivassporlu Keita tek sarı kartını elle oynamadan alıyorsa, yani hakem ceza kesmiyorsa, Barış'ın neredeyse ayağının kırılmasına bir şey yapmıyorsa, futbolcu kendi cezayı keser.

Barış'ın düne kadar bir kere bile öyle kasıtlı bir hareketini görmedim. Sakatlıktan çekmiş bir adamdır Barış ve röportajlarından bildiğimiz kadarıyla iyi bir insandır da. Fakat hem skor, hem hakemin her Anadolu takımına yapıldığı gibi tekmelere prim tanıması Barış'ın böyle hatalı bir hareket yapmasına sebep olmuştur. 10 maç bile ceza verilse itiraz edilmez. Çünkü hareketi yanlış.

Fakat Barış Özbek afaroz edilmemeli! Sivassporlu Keita gibi adamlar sadece elle oynadığı için kart gördüğü bir ülkede, Barış Özbek sırtta taşınmalı. Ayrıca dün yaptığı hareketin aynısını 2 sene evvel Lincoln'e, Tjikuzu yapmış ve sadece sarı kart almıştı.

Büyük takımlar korunuyor ya. Ondan oluyor hep.

5 yorum:

Marat dedi ki...

Barış Özbek İstastistikleri benim görüşüm: mahalle takımıma almam

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Öncelikle istatistikler için teşekkür ederim. Hakikaten iyi oldu bu. En azından merak edenler bakabilir buradan.

Eh kişisel yorumundur. Bir şey diyemem. Fakat mahalle takımının gayet iyi olduğunu söylemek isterim.

Ben Barış'ın muhteşem bir oyuncu olduğunu, olmazsa olmaz olmadığını söylemiyorum. Sadece bu kadroya bakıp da bir tek Barış'a bu kadar ağır yüklenmek garip geliyor bana. Sarp'ın, Topal'ın, Ayhan'ın olduğu yerde Barış, Essien kalır yahu.

Gelsin Nuri, Hamit vs. Barış gitsin. Fakat şu halde en fazla katkı veren iç oyuncusu Barış. İstetistikleri de ortada zaten.

Adsız dedi ki...

itü sözlükten buldum linki. fanatik bir fenerbahçeli olarak her gün takip ediyorum. sosyolojik ve psikolojik açıdan ilginç geliyor. bir taraflı insan takımını nasıl yorumluyor? amacım bunu incelemekti. bloğu bir iki fanatik galatasaraylı arkadaşıma da yolladım. şok olduk. mehmet topal'ı deli gibi övdün. taraflıdır dedik. ama barış'ı nası savunursun ya? tanıdığım tüm galatasaraylılar barış oyundayken küfür ediyor. hadi onu da geçtim. "futbolcu kendi cezasını keser" ne demek ya. nası bi çirkeflik anlayışıdır? fair play diye bişi var duydun mu daha önce? genlerle alakalı herhal.

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Genlerle alakalı bir şey varsa o da gözle değil, başka bir tarafla yazıyı okumaktan gelir.

Ben Barış'ın hareketine haklıdır demedim. Hakemin yönetiminden bahsettim. Sen cezayı vermezsen, futbolcu kendi keser cezayı. Her yerde böyle olur. Haklıdır demiyorum. Psikolojik bir durumdur diyorum.

İkincisi yine okuduğunu anlamadığın için göremediğin üzere ben Barış'ı övmüyorum. Barış şu an Galatasaray'da bulunan en iyi iç oyuncusudur diyorum. Ama dediğim gibi okuduğunu iyi anlamak gerek bunun için. Barış'a müthiştir, çok iyidir demiyorum. Fakat Topal, Sarp, Ayhan gibi adamların olduğu yerde Barış, Essien'dir ve bu benim fikrimdir. Diğer Galatasaraylılar takımlarında Deco, Xavi varmış gibi isyan edebilirler Barış'a. Pek umrumda değil.

Yine Mehmet Topal konusunda ise ilk yarıdaki oyununu beğendim. İkinci yarı ise takım olarak geri çekildik dedim. Yani ilk yarıdaki oyununu beğendim diye kör mü oluyorum?

Bütün yazıları okuyabilirsin. Taraflı gözle yazdığımı düşündüğüm tek maç Fenerbahçe maçıdır. Onu da maçtan 10 dakika sonra yazdığım için maçın heyecanı ile yazdığımı söylemişimdir.

Okuduğumuzdan ne anladığımız önemli. Hangi bakış açısıyla okursan, o şekilde anlarsın.

Marat dedi ki...

bir futbolcunun iyi mi kötü olduğunu tanıdığı tüm galatasaraylılara göre değerlendiren bir kişi de enteresan bir sosyolojik olgu olsa gerek.