11 Nisan 2010 Pazar

Gençlerbirliği 0 - 0 Bursaspor


Başladığı gibi bitmesi gereken bir maçtı oyun bakımından. Öyle de oldu.

Öncelikle takımlara bakalım;

Gençlerbirliği her zaman ki formasyonunu ve felsefesiyle sahaya çıkmış. Ayağa pas ve geniş alana oyunu yayarak golü bulma, Sandro'nun ve Vranjes'in hücumu +1'leyerek yaratacağı pozisyonlarla golü bulma.

Bursaspor ise sezon başından beri dediğimiz gibi en istikrarlı takımlardan biri bu sistem konusunda. Klasik bir EPL ekibi gibi oynuyorlar. Ön alan baskısı sonucu kazanılacak toplarla hızlı hücuma çıkma, kanat atakları, Turgay'a atılacak uzun toplarda Turgay'ın sağa veya sola indireceği topları Batalla, Sercan ve Volkan Şen ile değerlendirmeye, gol bulmaya çalışma.

Maçın ilk 30 dakikası hakikaten çok sıkıcıydı. Maçın geneli böyle durgun geçse de ne bir pozisyon, ne doğru düzgün bir organizasyon izleyemedik. Öte yandan ilk 10 dakika ise Bursaspor'un Kahe'nin formsuzluğunu, Gençlerbirliği'nin ise bu maç için işine gelen stoperlerinin yokluğunda oynattığı Orhan, Aykut ikilisinin avantajını kullanarak savunmaları ileri doğru çekmesi sonucu oyun sıkıştı. Gerçekten ortasahadan çıkmadı top hiçbir şekilde.

10. dakikadan sonra iki teknik adam da bu sıkışıklığı çözmeye çalıştı. Önce Bursaspor Turgay'ı geriye doğru çekerek topu daha iyi kullanmaya çalıştı. Buna Gençlerbirliği Vranjes ile Tozo ikilisini biraz daha defansif oynatarak ve savunmayı geriye atarak karşılık verdi. Bu iki takımın hamlesinden sonra asıl oyunlara dönülmeye başlandı zaten. Bursaspor beklerini hücuma taşımaya ve kanatlarını aktif hale getirmeye, Gençlerbirliği ise iç Vranjes ve Tozo'nun müthiş performanslarıyla pas trafiği yaratmaya başladı.

Özellikle Tozo'nun bugün oynadığı oyun hakikaten müthişti. İlk yarı hele yaptıkları hakikaten müthişti ve bana göre Tozo şu an için ligin en iyi ön liberosudur. Kaç maç izledin de konuşuyorsun diyebilirsiniz tabi. Haklısınız. TV'nin verdiği tüm maçlara göre söylüyorum bu durumu. Zira Tozo çok serinkanlı ve çok akıllı bir oyuncu. Kendini topun oynandığı alandan 4-5 metre geriye atıp, yani bir nevi Pirlovari markajtan kurtarıp, gelen topları çok iyi dağıtıyor. Gerektiğinde ise topla hücuma çok iyi çıkabiliyor. Hakikaten çok başarılı oynuyor.

Diğer taraftan Vranjes ise Gençlerbirliği'ni hücuma taşıyan 2. oyuncuydu. Tozo'dan aldığı topları kanatlara çok iyi taşıdı, şut çekti, Kahe'yle verkaç yaptı. Kısaca kalitesi neyse ki Werder Bremen'e kadar yükselmiş bir oyuncudur, onu gösterdi. Savunmada ise Tozo'dan daha aktifti. Fakat bunun da bir sebebi Tozo'nun erken gördüğü sarı karttır. Daha agresif oynamak zorunda kaldı Vranjes. Fakat sanırım biraz kondüsyon problemi var hala. Zira 65'ten sonra yavaş yavaş düştü ve 72'de Kerem ile değişti.

Bursaspor'da ise Sercan ve Volkan Şen'in ilk yarı performanslarını övebiliriz. Özellikle Sercan bu maç hakikaten çok iyi işler yaptı sağ kanatta. Zaten pek kuvvetli gözükmeyen Gençlerbirliği'li Murat'ı sahadan sildi diyebiliriz. Uzun süre sonra Sercan'ı böyle formda görmek iyi oldu doğrusu. Çünkü farklı bir adam Sercan. Yeni nesil forvetlerden. Topla iyi, hızlı. En büyük eksiği ise gol vuruşu ki bugün yüzde yüzlük bir golü kaçırdı bu sebeple.

Volkan ise bugün daha farklı ve bana göre çok daha ilgilenilmesi gerek bir oyun oynadı. Kanatta zaten iyidir Volkan. Fakat bugün çok içe kat etti, ortasahanın ortasında top tuttu, takımını hücuma taşıdı. En önemlisi aşırı bencil oynamadı bu sefer. Maçın ikinci yarısında ise cezasahası içinde 2 kişiyi müthiş geçip, atamadığı pozisyon vardı ki onun da en büyük eksikliği olan son vuruş konusunda çok çalışması gerektiğini gösteriyor. Yani o hareketleri yapabilecek kalitede bir adam bana göre o golü daha rahat atması gerekir. Umarım bu konu hakkında çalışıyordur.

Sercan ve Volkan böyle etkili oynayınca Ozan'ın yokluğu hissetmedi Bursaspor. Fakat Batalla'nın yokları oynaması, Keçeli'nin kötü hücum performansı pozisyon yaratma konusunda sıkıntılar getirdi Bursaspor'a. Diğer yandan ise Gençlerbirliği'nde Mustafa Pektemek, Sandro, Hurşut ve Kahe'nin oyunun belli kesimlerinde etkili olması, yani istikrarlı oynayamaması Gençlerbirliği'nin pozisyon yaratma konusunda sıkıntısının başlıca sebebiydi. Özellikle Sandro ile Mustafa ilk yarı hiç yoklardı neredeyse.

Maçın ikinci yarısıyla birlikte Bursaspor daha fazla yüklenmeye başladı. 53. dakikada Turgay'ın hakikaten müthiş getirdiği ve Sercan'ın kaçırdığı bir gol var ki maçı bana göre bitirebilecek tek andı. Fakat Serdar topu çıkardı. Zaten bugün Serdar hakikaten iyi oynadı. Neredeyse hiç top sektirmedi, defansını iyi düzenledi. Biraz da şansı yanında olunca Gençlerbirliği'nin bana göre Tozo ve Vranjes'le birlikte en iyi oyuncusu oldu.

Bursaspor hiçbir şey yapmayan Batalla'yı çıkarp yerine Bekir'i alınca maç boyu ortasahaya çok yakınlaşan Turgay, Orhan Şam ile Aykut Demir'in arasına gitti. Aslında bana göre yanlış oldu. Zira Turgay hakikaten oyun zekası çok iyi olan bir oyuncu. Yani savunmanın göbeğine bırakılmasından çok forvetin hemen arkasında pozisyon kovalaması daha yararlı oluyor Bursaspor için. Nitekim 76'da Iglesias ile Ergic değişince Turgay yeniden etkili olduğu bölgeye geçmiş oldu.

İkinci yarı yüklenen, aslında maçı da kazandıracak pozisyonlar bulan Bursaspor olsa da maçı kazanmayı hakedecek bir oyun oynadıklarını düşünmüyorum. İç oyuncuları hiç çalışmadı bugün. Özellikle Hüseyin ne doğru düzgün top çalabildi ne de doğru düzgün 2 pas yapabildi. Eh Hüseyin'e Batalla'da katılınca pozisyon çıkmayacağı belliydi.

Öte yandan Bursaspor'un iyi bir ön alan baskısı yaptığını düşünmediğimi belirteyim. Zira çok kopuk bir baskı yapıyor Bursaspor. Yani doğru 2-3 pas yapabilen her takım Bursaspor'un defansıyla karşı karşıya kalır. Zira hiç pozisyonlarını korumuyorlar. Ertuğrul Sağlam'ın seneye bu konu üzerinde çalışacağını umuyorum. Zira Avrupa kupalarında böyle beceriksiz bir baskıya cezayı keserler.

Maça dönersek tekrar başladığı gibi bitti diyebiliriz. Sercan'ın ve Volkan'ın kaçırdığı çok net 2 pozisyon vardı. Bir de Vranjes'in şutunu sayabiliriz Gençlerbirliği adına.

İki takımda galibiyeti haketmedi. Eh hak da yerini bulmuş oldu.

Hiç yorum yok: