25 Temmuz 2010 Pazar

Prince of Persia: The Forgotten Sands


Biraz geçte olsa bu oyuna değinmeden geçmek olmazdı. Beklenildiği üzere Sands of the Time ve Warrior Within arasında geçen bir oyun. Açıkcası iki oyun arasında ben Prince'ın nasıl bu kadar karanlıklaştığının incelenceğini sanmıştım. Ama beklentim doğrultusunda bir oyun olmadı. Hikayeye göre Prens kardeşi Malik'in krallığına ziyarete gidiyor. Bu sırada krallık kuşatma altında. Savaş kaybedilmek üzere iken Malik efsanevi Solomon'un askerlerini canlandırıyor. Bu noktada İfrit adında bir şeytanda serbest kalıyor ve hikaye bu yönde ilerlemeye başlıyor. Açıkcası senaryo daha 5. dakkada kendini gösteriyor ve sizi hiç şaşırtmadan öylece ilerliyor. Bu konuda biraz hayal kırıklığına uğradım bir PoP sever olarak.

Gelelim oyun sistemine. Eski tarz dövüş stiline geri dönülmüş. Ancak sadece tek bir ana silahımız var. İkinci bir silah kullanamıyoruz. Bunun yerine destek olarak büyü sistemi eklenmiş. Buna değineceğim. Oyunda daha çok kalabalık savaşlar eklenmiş serinin diğer halkalarına nazaran. Yaklaşık 50 civarı düşmanla başbaşa olduğumuz actionlar olmuyor değil. Ama gelelim işin gerçek anlamda üzücü kısmına. Bu kadar kabalık savaş barındıran oyunda guard olayı yok. Kombolar çok az. Tek silah kullandığımız için çok sıkıcı oluyor bir yerden sonra. Büyü kısmı biraz renk getirmiş açıkcası combata. Oyunda öldürdüğümüz her düşman bize belli bir exp veriyor. Bu exp ile sahip olduğumuz talent ağacından istediğimiz büyüleri veya geliştirmeleri açabiliyoruz. 4 ana element ışığı altında düşmanı dondurmak, yürüdüğümüz yerlerden ateşler çıkarmak, hortumlar gibi çeşitli büyülere sahibiz. Ancak malesef bunlarda kesinlikle oyunu kurtarmaya yetmemiş.

Kabaca hoplama zıplama yani atletizm kısmı ise oldukça kolay. Hiç zorlanmadan nerden gitceğinizi bulup belkide ölmeden çoğu bölümü atlatabilirsiniz. Extra yenilik olarak akan suyu dondurup onlara tutunma, büyülü platformlar oluşturup üzerlerine atlama, uzaktaki düşmana ışınlanıp mesafe katetmek ve bunların kombinasyonu gibi yenilikler eklenmiş. Bunlar azda olsa eğlenceli aksiyonlar. Tüm bunların yanında bir de klasik zamanı geri alma numaramız var. Kulağa çok çeşitli seçeneklere var gibi gelsede tamamen sıkıcı bir oyun olmuş benim açımdan. Açıkcası oyunu 1-2 saat oynadım. Bir kaç kere zamanı geri sarmak dışında zorlanmadım bile. Ondan sonra tahammül edemeyip kapattım. Kesinlikle efsane seriye yakışmamış bir oyun olmuş. Bir önceki pençeli prensi devam ettirseler bile daha keyifli olurmuş gibime geliyor.

Toparlayacak olursak büyük bir hayal kırıklığı, ismi olmasa kesinlikle sattırmayacak bir oyun olmuş. Açıkcası Ubisoft Assasin's Creed 2 ile uğraştığının yarısını bu oyuna harcasa güzel şeyler çıkabilirmiş. Yazık olmuş güzelim prense diyerek bir sonraki oyunun daha güzel olması dileğiyle..

Hiç yorum yok: