25 Temmuz 2010 Pazar

Kamp Biter


Hollanda'da sürdürdüğümüz kampı dün Hasselt maçıyla sonlandırdık.

Kampta ne oldu, ne bitti sadece Galatasaray.org'dan takip edebildim. Antrenmanları izleyemedim bir kaç klip dışında. Fakat bu sene takıma biraz daha mücadele ruhu aşılandığı her oyunda belli oldu. Öte yandan gelen haberler Arda'nın takımı topladığı, kaptanlığa iyice ısındığı yönünde. Beraber yemeğe oturmalar, sohbet etmeler vs. derken takım içindeki arkadaşlık sahaya yansır şekilde belli oldu. Her rakip oyuncusuna 3 kişiyle, bu kadar organize şekilde baskı yapamazsınız başka türlü. Arda kilit bir rolde.

Kampa tekrar döndüğümüzde Albert Roca ile Cuadrat'ın takımın canını çıkardığını öğrendik. Eh agresif, ön alanda basan, sürekli yardımlaşmaya çalışan, saha içinde sürekli pas isteyecek bir takımın kuvvetli olması son derece önemli. Bu sebeple baya bir yormuş bu ikili takımı.

Fakat en önemlisi Rijkaard'ın değiştirdiği veya ara ara kullanacağı 4-2-3-1 sistemi. Ortasahayı kampa yetiştiremediğimiz için Rijkaard 4-3-3'ten devam etmek yerine çift ön libero, bir oyun kurucu ile ortasahaya bir çözüm aradı. Belki sezon içerisinde de bunu kullanacaktır. Fakat şimdilik iyi bir çözüm olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Arda oynarken geriye kadar gelip topu alması ve taşıması ön alanda baskı yediğinde pasifize olan ortasahalarımıza panzehir etkisi yaptığını gördük hazırlık maçlarında. Bir diğer taraftan ön alan baskısıyla kazandığımız topları çok daha akıllı kullandık bu maçlarda. Hızlı hücumlara daha iyi çıkan bir takım seyrettik. Topu kaybedince gerekirse "Yugoslav Faulü" yapacak bir takım gördük. Bunlar hep TSL ve Avrupa için kritik savunma hamleleri. Eğer lige yansıtılabilirse bu agresif, bu takım ruhuyla dolu oyun, deplasmanlarda ezilen Galatasaray'ı bir daha görmeyeceğiz.

Tabii ki şanssızlıklar da oldu. Baros'un ve Çağlar'ın sakatlığı çok büyük şanssızlık. Baros'un fiziğinin tekrar toparlamak için yeterli olduğunu düşünüyorum fakat Çağlar'ın bu kampı yemesi lazımdı. Umarım en kısa sürede takımla aynı seviyeye gelecektir. Hakan Balta'nın stoper oynama ihtimali düşünüldüğünde çok ciddi bir seçenek olacak çünkü kendisi. Bir an önce toparlanmalı.

Öte yandan yeniden sözleşme imzalanan Kewell ve 3 yıllık anlaşılan Pino da kampın son günlerinde takıma katıldılar.

Şöyle oyunculara bakarsak;

Yeni transferlerden bazılarını izleme şansımız da oldu. Cana her ne kadar Rıdvan Baba(!) tarafından beğenilmesede, Türkiye'de O'nun gibi 60 tane bulacağını söylese de takıma büyük katkısı olacak bir oyuncu olduğu her halinden belli. Biraz fazla kilosu ve arkadaşlarına olan sahaiçi uyumu geçtiğinde müthiş bir adam izliyor olacağız.

Kamp iki yıldız çıkardı transferler arasından. Birincisi Mehmet Batdal. Müthiş bir yetenek olduğu yıllardır konuşulurdu. Fakat kimse bize böyle zeki bir adam olduğunu söylememişti. Kampta 4 gol kaydetti. Asistler de yaptı. Fiziğinin zayıf gözükmesine rağmen ne kadar kuvvetli ve dengeli olduğunu da her maç gösterdi. Tekniğine ise lafımız yok. Biraz hızlanabilirse büyük aşama kaydeder. Sol ayağından çıkardığı şutlara dikkat edeceğiz bu sene.

Bir diğer isim ise Serdar Özkan. Sağ kanatta değil ama sol kanatta müthiş işler yaptı. Özellikle en sevdiğim yönü beki oyuna müthiş dahil etmesi. Fenerbahçe ve Hasselt maçında sürekli beki oyuna soktu. Zaten çok yetenekli olduğu belliydi Beşiktaş'ta. Fakat önce taraftarın ona yaptığı baskı, daha sonra kendisinin futboldan uzaklaşması parlamasını engelledi. Şu an Serdar kafa olarak çok hazır. Bu belli. Bu sene çok çok iyi katkılar verecektir. Son hamlelerdeki eksiğini kapatabilirse çok da golünü seyrederiz.

Bana göre ise kampın yıldızı Arda Turan. Bütün hazırlık maçlarına damgasını vurdu. Müthiş oynadığı Fenerbahçe maçından sonra yine yazılar yazılmaya başlandı hakkında. Gözleri korkuttu çünkü. Zira kilo vermiş, şut çalışmaları yaptığı belli olan, sahanın her yerine yetişen bir Arda Turan seyrettiler. Normaldir. Fakat Arda daha da iyi olacaktır yeni sezonla birlikte. Öte yandan iç pozisyonuna biraz daha alışmış bir Arda, daha fazla paslaşan bir Arda seyrettik. Kim gelirse gelsin bu takımın süperstarı, en farklı yeteneği hep Arda. Çünkü ne yapacağı, nereden bir sürpriz çıkaracağı hiç belli değil. Çok yaşa Büyük Kaptan!

Gençlerden Emirhan'ı beğendiğimi söyleyebilirim. Bir hazırlık maçında mücadele etti fakat beklediğimden soğukkanlı ve konsantre olmuş bir vaziyetteydi. Umarım daha da iyisini yapar. Diğer taraftan Cumhur Yılmaztürk'ün harika bir ortasaha olabileceğini gördük. O mevki için en önemli özelliklerden biri soğukkanlı olmaktır. Cumhur öyle bir adam. Hiç telaş yapmadan oynuyor ve topun bizde kalmasına çok yardımı oluyor. Öte yandan şutu da olan bir oyuncu. Yani çekinmiyor, şutunu çıkarıyor. Kupa maçlarında katkılar bekliyorum kendisinden. Bir diğer isim ise Çetin Güngör. Rijkaard onu ters ayaklı bek olarak kullandı. İyi de yaptı. Kolay çalım yemeyen, yese de oyuncusunun peşinden ayrılmayan bir adam Çetin. Sol taraftaki alternatif azlığına iyi bir çare olacaktır. Benim en çok beğendiğim isim ise Ahmet Kesim. Neill'in kopyası çocuk. Topla çok iyi, hamleleri direkt topa. Yaşı daha genç tabii ki. Tecrübe eksikliği var fakat bizim bir çok stoperimizden daha hazır sisteme. Kadroya bile girebilir bu sene. Dikkatle izlemek lazım bu çocuğu.

Beni en çok şaşırtan performans ise Serdar Kurtuluş'un. Özellikle sol bekte mi denedi Rijkaard bilmiyorum. Fakat müthiş maçları oldu. Fenerbahçe maçında savunma anlamında harikaydı. Hücumu biraz kullanmadı. Oynadığı diğer hazırlık maçlarında da sol tarafı çok iyi işletti. Gerçekten şaşırtıcı bir kamp performansıydı. Bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Çalıştığını, didindiğini görmek çok sevindirici.

Aklımda kalanlar bunlar. Dahası geldikçe notlar halinde eklerim. Kamp Galatasaray'a hayırlı olsun.

Hiç yorum yok: