14 Mayıs 2010 Cuma

Ve Denizli'den Gol Haberi Geliyor!



Sanırım hayatımda yaşadığım olaylar arasında beni mutluluktan ağlatan ikinci durum bu. İlki UEFA Kupası'ydı tabii.

Fakat...

Bu başka be. Bu çok başka. Rize'de okuyordum o zaman. Evde kimse yok. Maçı radyodan takip ediyorum. Şampiyon olacağız diye değil, inanılmaz bir sezon geçiren Galatasaray'ı son kez dinleyeyim diye.

Çok değil 3-4 hafta evvel Fenerbahçe'den 4 yemiş bir takımın şampiyon olmasını beklemiyorduk. Ama Galatasaray aşkı işte. 1-0, 2-0, 3-0 derken bizim maç bitiyordu. Denizlispor maçının sonucu ise 0-0 devam ediyordu. Derken Mustafa Keçeli golü attı. O sırada radyodan gelen uğultunun ne olduğunu, maçın özetlerini izlerken anladım. Galatasaray'ın hiçbir golünde böyle bağırıldığını, böyle tribünün toplu halde ağladığını göremedim, duyamadım. Ağlayanların sesi, bağıranların sesi, dualar, hepsi birbirine karışmış sanki. Derken 16 dakika uzatma haberi gelince gardım düştü. Mutfak tezgahının üstünde bitirdim maçı. Zira Fenerbahçe'nin müthiş bir kadrosu vardı o sene. Appiah'lar, Anelka'lar, Alex'ler... Elbet gol gelirdi. Ama Appiah'ın topu direkten dönünce işin bittiğini anladım. Tabii o zamanlar radyodan dinlediğimiz için maçları, görüntüleri izleyince daha çok etkileniyor insan.

Aslında çift taraflı bir hikayedir 14 Mayıs 2006 akşamı. Galatasaray'ın ve Fenerbahçe'nin kupaya doğru koştuğu 16 dakikalık bir maratondur, Melih Gümüşbıçak'ın "Ve Denizli'den gol haberi geliyor!" çığlığıyla başlayan. Bu yüzden çok büyük bir andır. Unutulmaz. Nasıl bir çok Galatasaraylı son 16'nın stresini kaldıramadıysa, aynı şeyler Fenerbahçe içinde geçerli. Düşünün karşınızdaki rakibiniz şampiyonluk için hazırlık bile yapmamış. Taraftarları evlerinde veya kahvelerinde maçı izleyip, dinliyorlar. Ama işte... Futbol güzel oyun hakikaten. Galatasaray şampiyonluğa koşarken, Fenerbahçeli oyuncuların hislerini, çabalarını, dakikalar geçtikçe artan baskıyı, stresi düşünmek lazım. Dediğim gibi çift taraflı bir hikayedir. Yumruk atarsanız, aynı şiddette eliniz acır ya o hesap. İki tarafında canı yanmıştır 14 Mayıs 2006 günü, Denizlispor - Fenerbahçe maçının son 16 dakikasında.

Fakat sadece Galatasaray gülerek ayrılmıştır o 16 dakika sonunda.

Çok garip, çok mutlu, çok yüce bir akşamdır 14 Mayıs 2006 akşamı. Unutulmaması dileğiyle.

Hiç yorum yok: