22 Mayıs 2010 Cumartesi

Türkiye 2 - 1 Çek Cumhuriyeti


Hiddink'in ilk, Hiddink'li dönemin ikinci maçını da güzel bir oyunla ve galibiyetle kapattık.

Maça inci gibi bir 4-4-2'yle başladı Türkiye. İlk 10 ve son 10 dakika haricinde Çek Cumhuriyeti oyun boyunca ne topu ayağına alabildi, ne de varlık gösterebildi. Çok genç oyuncuları çağırmışlar. Pekhart olsun, Mazuch olsun, Necid olsun yeni bir jenerasyon, yeni bir takım. Daha uyumları sıfır olsa da Türkiye'nin oynadığı oyuna laf söyleyemeyiz.

70 dakika müthiş oynadık. Müthiş paslaştık. Selçuk ile Emre'nin kurduğu orta ikili hem savunma hem hücum anlamında çok iyi işler yaptı. Özellikle bugün Selçuk müthiş oynadı. Hücum anlamında bazı pas hataları yapsa bile defansif olarak üst düzey bir performans gösterdi. Böyle oynadığı sürece kolay kolay yerini kaybetmez. Takımımızın diğer iyi yönü ise yaptığı müthiş alan daraltma. Taçlarda, karavana hücumlarda sürekli öne çıkardığı savunması ile Çek oyuncularını rahatsız etti. Sanırım top çalma konusunda bir çok oyuncumuz 10'un üstüne çıkmıştır istatistik olarak.

Bir diğer olumlu taraf ise pas futbolu oynamamız. 4-4-2'ye rağmen, ileride Hamit gibi Target striker olabilecek bir adam varken bu oyunu oynamak bile kafa yapımızın değiştiğini gösterir. Savunmalar beklere, bekler içlere, içler kanatlara, kanatlar forvetlere gibi çok basit olan ama bir türlü yapamadığımız pas trafiğini yapmak hakikaten sevindirici. Adı geçmişken Halil'in müthiş bir oyun ortaya koyduğunu unutmayalım. Frankfurt ve Skibbe yaramış anlaşılan.

Bu isimlerin dışında Galatasaray'la adı geçen Çağlar da iyi bir performans gösterdi. Savunması çok iyiydi özellikle. Topla oynama konusunda biraz sıkıntıları olsa da birinci öncelikli görevini, savunmayı aksatmaması, bir çok kez hücuma çıkmasıyla oradaki alternatiflerden biri olabileceğini gösterdi.

İkinci yarı oyuna giren Kazım'ın da güzel oynadığını söyleyebilirim. Mehmet Topuz'a boşuna 7-8 milyon € verdi Fenerbahçe. Ellerindeki en iyi kanat oyuncusunu Toulouse'a yollamaları tamamen hatadır. İstikrarsız bir oyuncu Kazım evet. Fakat büyük potansiyel. Fransa'da kendine iyi baktığı belli oldu.

Savunmamız da fena değildi. Servet bugün Galatasaray'daki gibi kahraman olma çabalarına girmeyince faydalı olabileceğini anlamıştır umarım. Keza Gökhan Zan'ı da beğendim. Topla iyi işler yapabiliyor. Sakatlanmadığı sürece hem Galatasaray hem de Türkiye için iyi bir alternatif olmaya devam edecektir.

Özellikle bir Arda vardı ki sahada hakikaten müthişti. Hücum lideriydi takımın. Attığı gol çok iyiydi fakat bana göre ikinci yarı yaptığı asist müthişti. Tatlı su Galatasaraylıları tarafından Fenerbahçe'ye bile gitmesi istenen bu güzel adam umarım en azından bir yarım sezonluk sus payı vermiştir şu taraftara. Arda'yı bitirmeye çalışanlar umarım az biraz utanmışlardır ve anlamışlardır; Sorun Arda'nın göbeği değil, taraftarın çenesi!

Takımın en etkisiz ismi bana göre Volkan Şen'di. Daha yeni yeni alışıyor milli takım seviyesine. Bu yüzden normal olarak görüyorum bu etkisizliğini. Hızı ve tekniğiyle o da iyi bir alternatif olacaktır.

Neyse hazırlık maçı sonuç olarak. Bu oyun stratejisiyle iyi işler yaparız. Diziliş farketmez. Felsefe bu olsun yeter.

Hiç yorum yok: