9 Ocak 2011 Pazar

Hazırlık Maçı | Galatasaray 3 - 0 Hannover 96


İki farklı Galatasaray gördük sahada.

Hagi ilk yarı eski oyuncularımızdan kurulu bir ortasaha düzeniyle maça başladı. Kafasındaki takımı görmek için açıkçası ikinci yarıyı bekledik. Hakan, Ayhan ve Barış'tan kurulu ortasaha mücadele anlamında iyiydi. Hatta şunu söyleyebilirim; Maçı izlemeyenler, Gaziantespor maçını akıllarına getirsin. Güzel mücadele, rakibe sahanın her alanında baskı ama pozisyon kısırlığı. Arda'nın bireysel yeteneklerine bakıyordu sahadaki takım. Arda'da 1 müthiş arapası, bir de dribling yeteneğiyle kazandırdığı penaltıyla iki gollük fırsat yaratarak kampın ona yaradığını gösterdi. Kilo vermiş Kaptan. Tatile çıkmayıp Florya'da ekstra idmanlar yaptığını biliyorduk. İşe de yaramışlar. Tabii ki müthiş değildi fiziksel olarak fakat Gaziantepspor maçından bugüne bu kadar hızlı değişmesi sadece istekli ve hırslı çalışmasının sonucudur. Kaptanı tebrik edelim.

İlk yarıya tekrar bakarsak Hakan Balta'nın burada daha evvel de yazdığım gibi bizim tüm yerli iç oyuncularımızdan daha iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir kere çok soğukkanlı. İkincisi ayağına hakim. Üçüncüsü ise futbolu biliyor bu adam. Bir çok hızlı hücumumuzda topu doğru yere, doğru zamanda attı. Hagi solbek olarak ıslıklanan Hakan Balta'dan, ortalama üstü bir ortasaha oyuncusu yaratmak üzere. Açıkçası solbek olarak hakikaten hiç sevmediğim, hiç beğenmediğim bir adamın ortasahada böylesine verimli oynamasına şaşırıyorum. Hagi futbol konusunda ne kadar bilgili, ne kadar geniş ufuklu olduğunu gösteriyor tekrar bizlere.

Ayhan artık pili bitmiş bir adam. İkinci yarı oyuna giren ve takımın vitesini bir anda yükselten Culio'nun yedeği olur sadece. Culio'dan da bahsedeceğiz. Barış ise bana göre her daim kadroda durabilir. Agresif, sürekli rakip cezasahasına koşu yapabilen ve neredeyse yorulmayan bir adam. İlk 11 için kesinlikle yetersiz fakat eldeki diğer içler arasından sıyrılıyor bazı özellikleriyle. Yani Barış gideceğine Sarp veya Ayhan'ın gitmesini, hatta ikisinin birden takımdan gitmesini tercih ederim.

Bu arada yeni bir isim vardı ilk 11'imizde; Bilal Özhan. Ortasaha olarak gösteriliyor Galatasaray'ın resmi sitesinde. Fakat Hagi onun hızını ve top tekniğini düşünerek forvete yerleştirmiş. Bu da Mehmet Batdal'ın tamamen gözden çıkarıldığını gösteriyor. Dün zaten hiç oyuna girmedi Mehmet. Bilal ise oyunda kaldığı süre boyunca hem rakibe yaptığı baskı, hem de ortasahaya yaklaşarak arkadaşlarının pas alışverişine yardım etmesiyle öne çıktı bana göre. Daha çok çalışması gerekse de fiziksel olarak pek açığı olmaması iyi bir durum. Öte yandan neredeyse adını duymadığımız, hatta A2 takımının yedek ortasahalarından biri olan bu oyuncunun santraforda yeni bir kimlik kazanması çok çok iyi. Yine Hagi'nin güzel bir buluşu diyebiliriz. Bana göre Baros'un yokluğunda Pino, Kazım ve Anıl'dan sonra gönül rahatlığıyla sahaya sürülebilir bu oyuncu. Mehmet'i saymadım çünkü Mehmet çalışmak yerine yerinde saymayı tercih ettiğini gösterdi bizlere. Umarım takımdan ayrılır ve sürekli süre alabileceği bir yerde, kendini geliştirmek için çalışarak Türk futboluna katkıda bulunur.

Maçın ikinci yarısına baktığımızda özellikle Culio oyuna girdikten sonra, Cana ortasahaya geldikten sonra Galatasaray'ın baskısını ve topla oynama arzusunu arttırdığını gördük. Tabii ki rakibin maçın büyük bölümünde 10 kişi kalması önemli bir ayrıntı ama bu hazırlık maçı ve bizim ne gibi hücum organizasyonları, ne gibi savunma organizasyonları yapacağımız çok çok önemliydi. Bunları görmek adına iyi bir maç oldu zaten. Şunu söyleyebilirim ki Galatasaray ligin ikinci yarısında sahayı enine kullanan, hızlı hücum organizasyonları yapan ve çok agresif oynayan bir takım olacaktır. Eğer iyi bir forvet kazandırabilirsek bu takıma ki ismi geçen Mutu harika olurdu, ben gönül rahatlığıyla 17 maçtan 10 galibiyet çıkarabilecek bir takım olabileceğimizi düşünüyorum. Zaten Hagi'de maç sonunda forvetin şart olduğunu söyledi.

İkinci yarıda dikkat çeken isimlere dönersek;

Emre Çolak fizik kuvvetini geliştirmek için antrenmanlar yaptığını söylemişti. Şunu diyebilirim ki bu konuda ciddi ciddi gelişiyor. Kuvvet olarak daha var ama bacakları müthiş hızlanmış. Rakipten olabildiğince çabuk sıyrılıyor. Bu da fiziksel dezavantajını ortadan kaldırıyor zaten. Bir diğer konu ise diğer maçların aksine daha çok paslı oynaması. Böyle oynadığı sürece hakikaten çok yararlı olur. Zaten olmadığı sürece Galatasaray'da da oynayamaz. Büyük bir yetenek. Hagi de çok üstüne düşüyor. Umuyorum ki çok iyi bir ortasaha kazanacağız.

İkinci yarı özellikle Culio'nun oyuna girmesiyle performansını arttıran Insua'yı da yazmadan geçmeyelim. Bana göre geldiği ilk maç gibi hiçbir zaman oynamamıştı, ta ki düne kadar. Hem bindirmeleri, hem pas alışverişine katkısıyla çok iyiydi. Savunmada zaman zaman adamını kaçırsa da Hagi'nin de kendisinden hoşnut olduğunu söylemesi maç sonunda sıkışık solbek rotasyonu için iyi bir işaret. Çağlar'ın sakatlandığı göz önüne alındığında oraya gayet canlılık getirebilir. Yine de benim solbek için bir numaralı adayımın Çağlar olduğunu söyleyeyim.

Aydın da hakikaten şaşılacak kadar iyi oynadı. Bu sene daha bir kıpırdandığını biliyoruz. Tabi hep umutlanıyoruz ama istikrar maalesef sıfır. Daha canlıydı bu maç. Özellikle savunma arkasına koşu yapmayı öğrendiğini görmek iyi bir durum. Bir kanattan diğerine çapraz paslarla hızlı hücumu çeşitlendirdiğimiz düşünüldüğünde Aydın ligin ikinci yarısı bir kaç gollük performans gösterebileceğini düşünebiliriz. Umuyorum ki şu maçtaki oyununu devam ettirir.

Son olarak yeni transfer Culio'dan bahsedelim;

Yıllardır oraya yapmadığımız türden bir transfer. Zaten hemen kendini belli etti. Topla hücuma çıkan, pasını verdikten sonra boşluklara hareketlenen ve oyun zekası hakikaten beklediğimden iyi çıkan bir adam Culio. Üstelik agresif de bir oyuncu. Yani alıştığımız yumuşak iç oyuncularından da değil. Sonunda iki yönlü bir oyuncumuz olduğu için sevinmeliyiz. Umarım bu maçtaki oyununu devam ettirir. Hakikaten yıllardır ileri pas atma becerisine sahip olmayan oyunculardan sonra ilaç gibi geldi Culio.

Yazıyı bitirirken bir de Kazım'dan bahsedelim. Gol dışında ahım şahım katkı yapmadı. Fakat gol esnasında hem savunmadan kurtuluşu ve boş bölgeye attığı depar, hem de gol vuruşu birinci sınıf işler. Zaten yeteneğinden kimsenin şüphesi yoktu. Sorun istikrarı, sorun sahadışı hareketleri. Umuyoruz ki sadece futboluna bakacaktır.

Sonuç olarak fena olmayan, güzel ışıklar veren bir maç izledik. Culio'ya ve Kazım'a hoşgeldiniz dedik. Bilal Özhan'ı not aldık. Aydın'dan umutlandık. Insua'nın performansıyla yüzümüz güldü. Sabri'nin golüyle ise yerimizden zıpladık. İnanılmaz bir goldü. Hem hazırlanış, hem bitirişiyle hakikaten müthişti.

Tebrikler Aslanlar, tebrikler Hagi.

Darısı lige olsun.

Hiç yorum yok: