8 Şubat 2011 Salı

Galatasaray 4 - 2 Eskişehirspor


Oyunun, sonuca dönüştüğü bir maç oldu.

Maç yazısını biraz geç yazıyorum, eğer 1 kişi bile okuyorsa beni özür dilerim bundan dolayı. Maça dönelim;

Galatasaray Hagi geldiğinden beri buna benzer bir çok maç oynadı. Bu sefer, oyuncu kalitesinin Aydın seviyesinden, Kewell seviyesine geçmesi sebebiyle sonucu aldı. Maçın ilk 25 dakikası inanılmaz bir baskı yapıyor Hagi'yle Galatasaray. Bursaspor maçında da, Gaziantepspor maçında da bunları yaptı. Sivasspor maçında da yaptı. Hep yapıyor. Ama bugünün farkı sonuca hemen gitmesiydi.

Hagi'nin geldiğinden beri belli ettiği, yavaş yavaş artık skora gitmeye başladığı şey bu zaten. Başlangıçtaki müthiş pres. Rakip daha maça ısınamadan 10 kişiyle rakibi boğuyor. Bazen kendi boğuldu bu yolda, bazen de ortaya kitledi maçı. Dün ilk kez sonucunu aldı.

Maça başlayan üçlü hız ve pres konusunda iyi seçilmiş bir üçlü. Sabri - Culio - Neill. Gaziantepspor maçında Neill - Cana konusuna değinmiştik. Eğer bu takım gol atmak istiyorsa Neill ileride oynar diye. Bugün oyunu bu kadar hızlandıran etmenlerden biri de Neill'dir. Müthiş doğru ve dikine paslar attı. Cana harika bir kesici ama bunu yapamazdı. Bu sebeple 3-0'dan sonra Cana'yla, Neill yer değiştirilseydi maçta Eskişehirspor'un 5 dakikalık baskısı bile olmazdı. Hagi bu değişiklik yerine Sarp'ı oyuna aldı. Geleceğiz oraya da.

İlk yarı bulunan 3 gole bakarsak hücum planları çalıştığımız belli oluyor. 3 golün, 2'si birbirinin kopyası. Tabii ki 2. ve 3. goller. İkinci golde kanattan Kazım bindiriyor, içeri kesiyor ve Kewell stoperi yalancı koşusuyla taşıyarak Stancu'ya bomboş alan bırakıyor. Üçüncü golde ise Stancu bu koşuyu yapıp stoperi taşıyor ve Kewell'a penaltı üzerinde bir boşluk sağlıyor. Bunlar gerçekten harika haberler. Galatasaray bu işleri yaptığı, daha fazla hücum şekli çalıştığı sürece çok daha iyi maçlar seyredeceğiz.

İkinci yarıya aynı baskıyla başlamayacağımız ortadaydı. Galatasaray biraz daha rahat, biraz daha esnek oynadı. Yine de pozisyonları buldu. Culio'nun kaçırdığı gol mesela. Mesela Stancu'nun harika şutları. Bunlar iyiye doğru gidişatın izleri. Galatasaray ne olursa olsun baskıyı yerdi bu tip durumlarda. Hagi'nin kattıklarını illa sadece gol skoru alınca gören özürlü basınımız sağolsun pek konuşulmuyor bunlar. Bu takıma dik durmayı öğretti Hagi bu kadar sürede. Bu bile alkışı gerektirecek durumdur.

Gelelim yediğimiz gollere;

Bir çok kişi Mustafa Sarp'ın oyuna girmesiyle 2 gol yediğimizi düşünüyor. Ben bu kadar içkili değildim o sırada. Galatasaray'ın iki gol yemesinin tek sebebi var. Birincisi Servet ile Hakan'ın 1 metre geride durması ilk golde, ikincisi bana göre gereksiz bir faul yapan Serkan Kurtuluş. Aynı takım, aynı Sarp'la, 2. golden sonra hemen baskıyı kurdu mesela Eskişehirspor'a ve golü de buldu. Sarp kötü oyuncudur; Tamam. Sarp tempo yapmaya çalışan bir takımı geriye iter; Tamam. Sarp'ın oynadığı bir takımın baskı yapması zordur; Doğru. Ama 2 gol yememiz Sarp'ın eseri değildir. Ön yargı kötü şeydir. Girdiği gibi Hagi'ye söven adamlar, Hagi'ye değil de şu takıma Hagi istediği halde bir ortasaha daha almayan zavallılara sövsünler lütfen. Elde Sarp'tan başka ön libero yoksa yapabilecek bir şey yok.

3-2'den sonra Galatasaray hemen tempoyu ve baskıyı kurup skor üretmesi de muhteşem bir andı. Uzun zamandır istediğinde gol atan bir Galatasaray görmemiştim. Çok iyi bir özgüven takviyesi oldu benim için.

Maç içinde hayranlıkla izlediğim tek adam Culio oldu. Bir de bu adam yüzünden Hagi'ye "vizyon" dersi vermeye kalkan mal bir topluluk vardı. Siz kim, Hagi kim derim başka da bir şey demem, diyemem. Culio bütün maç müthiş etkiliydi. Pres yaptı, topu çok hızlı şekilde ileri taşıdı, top sakladı, pas dağıttı. Yani şu işleri yapan bir ortasahayı İngiltere veya İtalya'da 10 milyon €'dan aşağı alamazsınız. Hagi bu adamı 2 milyon €'ya getirtti. Gerçekten son 10 yılda yaptığımız en iyi transferlerden biri. Ben bir oyuncunun gelip de bu kadar çabuk yaraya merhem olmasını Song'da görmüştüm. Song gelene kadar felaket kötü çift stoperlerimiz varken Song geldiği gibi bir Porto maçı oynamıştı Galatasaray'ın ABD kampında. Hepimiz hayranlıkla seyretmiştik. İşte Culio her maç bu etkiyi veriyor. Basındaki abuk yazılar da saygı yazılarına dönüşüyor yavaş yavaş. Düşünün dün gol atmayan bir adama maçın yıldızı dedi bütün gazeteler. İlk defa belki de! 11 km. koştu ayrıca maçta.

Stancu yine çok çalıştı, yine güzel bir koşuyla golünü attı. Açıkçası ben hücumun her bölgesinde oynayabileceğini düşünüyorum. Hem gol şansı var, hem fiziksel olarak çok iyi durumda. Böylece top saklıyor, defansa geliyor, şut çekiyor, yıkılmıyor. Gerçekten çok başarılı bir transfer daha Hagi'den. Çok para kazandırabilir Galatasaray'a bu adam. Genç olduğunu unutmayalım. Hagi'ye bu iki transfer için teşekkür edelim.

Sabri ise maçın Culio'dan sonra kahramanlarından biridir. Takımın sürekli ileri gitmesinin bir numaralı sebeplerinden biridir. Yaptığı baskı, attığı olumlu paslar, çektiği şutlarla Eskişehirspor'u karıştırdı resmen. Özellikle Serkan ve Kazım'la çok iyi anlaşıp sağ tarafı çok çok iyi kullanmamıza yardım etti. Ayrıca kaptanlığın da çok yakıştığını söylemek lazım. Arda yokken kaptan çıkmalı. Hatta Arda varken de çıkmalı. Ayhan gibi boş işlere girmemek lazım.

Son olarak Zapata hakkında bir laf edeyim. Yediği iki golde de suç bulmuyorum. İlk gol iyi bir vuruş ürünü. Kaleciyi çaresiz bırakır o üst direğe yapılan şutlar. İkinci golde de topu barajı geçtikten sonra görüyor. Bu golü de çıkartamaması normal. Ama ikinci goldeki yaptığı uçuş benim için soru işareti. Bir kaleci öyle atlayamaz topa. Öyle atlarsa ayağa kalkma süresi çok uzar. Zapata'da da belli bir kalecilik bilgisi noksanlığı var. Buna rağmen takımdaki bana göre en iyi kaleci. Tabi uzun bir süredir oynamadığı için formsuz olduğunu da unutmamak gerekir hakkını yememek için. Bence sezon sonuna kadar götürebilir. Sezon sonu ise bir tane Taffarel ve Mondragon ayarında bir kaleci şart. Parası neyse verilsin ve alınsın lütfen. Bu kadar eziyet çekmemize lüzum yok.

Güzel bir maç izletti bize Hagi. 3 maçta 2 galibiyet almış oldu böylece Hagi ligde, yeni takımıyla. Ben daha da iyi olacağımıza inanıyorum. Baros'un golle dönüşü onun form tutma evresini aşırı hızlandıracaktır. Gol attıkça morali yükselen bir adam Baros. Kewell'ın onca fiziksel eksikliğe rağmen yaptığı müthiş tek santrafor katkısını Baros gibi bir canavar çok daha fazlasıyla yapar. Bu sebeple takıma girmesi hem gol, hem de savunma yönünden müthiş katkı sağlayacaktır. Çok özledik kendisini.

Umarım daha iyi, daha güzel maçlar izleriz ve yazarız bundan sonra.

Yürüyedur Galatasaray!

8 yorum:

Burak Demirsoy dedi ki...

Hocam ellerine sağlık, güzel bir yazı olmuş. Ama tek bir maruzatım olacak: Serkan Kurtuluş'un Batuhan'a yaptığı hareket - bana göre - kesinlikle faul değildi. Hadi o düdüğü çaldın diyelim, ilk yarıda Sabri'ye aynısı yapıldı, tık yok. Cüneyt Çakır gerçekten iyi bir maç yönetti fakat yaptığı tek hata az daha puan kaybına neden olacaktı. Onu da sağolsun takımın gösterdi reaksiyonla defetmeyi başardık. Sevgiler.

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Ben hakem olsam, ben faul vermezdim. Fakat o pozisyonda Batuhan'a yüklenmesinin hiçbir anlamı yok.

Kaleye gayet uzak bir pozisyon ve çaprazda kalan bir pozisyon. Batuhan o topu en fazla tekrar havalandırabilirdi topa vursa bile. Serkan faul çalınma riskine girmemeliydi. Bizim Türk defans oyuncularımız çok yapıyor böyle gereksiz hareketleri. Bir çok tehlike yaşamışızdır böyle gereksiz faullerle.

Bu yüzden eleştirdim. Yoksa dediğin gibi pek faullük bir şey değildi.

Melih ERTAN dedi ki...

selamlar,
benim düşüncem ise Lucas çıkarken Insua girebilirdi şeklinde. Hoş gene taşlar yerinden oynardı ama Cana öne balta stopere geçerdi. bu şekilde de eses'in orta alanı geçebileceğini sanmıyordum.
Melih.

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Bu da olabilirdi fakat Es-Es maçında Hakan Balta iyi bir günündeydi. Sol tarafı Culio ve Stancu'yla güzelce kapatmışken onun yerinden oynatılması ve stopere itilmesi bence pek doğru olmazdı.

Ama bu da bir yöntem tabi.

İsmail dedi ki...

Ellerine sağlık Anıl.Geç olsun ama güzel olsun :).

Adsız dedi ki...

Peki ya ufak Batuhan? Blog'un herkesce okunurken ve kelimelerin bu kadar güçlüyken sadece kendi taraftarına değil genel anlamda holiganizm ve futbolda şiddete adanmış bir yazı yazman harika olur. Kaçıncı büyük olursa olsun Galatasaray, kaç büyükten biri olursa olsun aklı selim bir taraftar olarak holiganizm üzerine yazman gerekir.

joyous dedi ki...

Song Culio benzetmesi efsane olmuş. Takdir ettim, saygı duydum.

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

@adsız

haklısın. fakat ben bu aralar evde duramadığım için batuhan olayından çok sonra haberim oldu.

ben holiganizmin her türlüsüne karşıyım. az çok blogu okuyanlar bilir. batuhan ve genel durum üzerine bir yazı yazarım elbette.

ama dediğim gibi bu aralar pek evde duramıyorum. vakit ayıramıyorum. maçı zor seyredip yazmıştım mesela.

ama genel olarak haklısın. bir kere bile değinmemem bir şekilde çok ayıp.

özür dilerim. telafi etmeye çalışacağım.